INDEPENDENT ORTADOĞU MUHABİRİ COCKBURN
BBC’YE KONUŞTU: “TÜRKİYE’NİN POLİTİKASI, SURİYE’DEKİ KANLI SAVAŞI HIZLANDIRDI”
Patrick
Cockburn, Türkiye’nin Suriye politikasının yalnızca radikal İslamcıları
güçlendirdiğini ve bunun sonucunda da Suriye’deki kanlı savaşın hızlandığını
söyledi.
İngiliz
Independent Gazetesi’nin deneyimli muhabiri Patrick Cockburn, hem Türkiye’nin hem
de İngiltere dahil bazı Batılı ülkelerin Suriye politikalarını sert
eleştirerek, “Bir şekilde Türkiye’nin Suriye politikası yalnızca radikal
İslamcıları güçlendirdi ve bunun
sonucunda Suriye’deki kanlı savaş hızlandı” dedi.
“Türkiye’nin
Suriye konusunda Devlet Başkanı Beşar Esad’ın düşmesini umut etmek dışında
hiçbir politikası bulunmuyor” diyen deneyimli muhabir Cockburn, “Eğer Suriye’de
asıl amaç yönetimi devirmek idiyse bunda başarısız olundu. Suriye 15 eyalet
kentinden oluşuyor. Bunlardan 14’ü Esad yönetiminin elinde. Türkiye’nin amacı
ne idiyse buna ulaşamadı. Türkiye’nin son iki, üç yıl içinde Suriye ve Irak’a
dair hiçbir politikası başarılı olmadı” ifadelerini kullandı.
Son
yazılarından birinde Türk güvenlik güçleri ve istihbarat teşkilatının cihatçı
gruplara eğitim verdiği ve onları yönlendirdiğinden bahseden Cockburn bu
iddiaya dair elinde somut kanıt bulunup bulunmadığına dair soruya ‘Hayır’
yanıtı vererek şöyle devam etti:
“Cihatçıların
Suriye muhalefetini ele geçirebilecek hale gelmesinde Türkiye’nin rolünün çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin bununla ilgili tam rolünü kanıtlamak
zor. Ancak cihatçıların, Türk güvenlik güçlerinin ya da Türk güvenlik
güçlerinin bazı bölümlerinin çok aktif desteği olmadan mevcut durumdaki
üstünlüklerine ulaşması mümkün olmazdı. Birçok cihatçının dünyanın farklı yerlerinden
Türkiye’ye gelmesine ve kendilerine
Suriye’ye geçişleri konusunda izin verildi”.
‘Türkiye’nin
neden diğer gruplara değil de özellikle IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ve Nusra
Cephesi gibi cihatçı gruplara destek verdiğini iddia ediyorsunuz?’ sorusuna ise
Cockburn
“Tam olarak
cevabı bilmiyorum ama ana nedeninin cihatçıların Suriye’nin kuzeyinde ve
aslında şu andan Suriye’nin birçok yerinde muhalefete hâkim olması olduğunu
düşünüyorum. Eğer silahlı güçlerle bir işbirliği olacaksa bunun cihatçılarla
olması gerekir. Özgür Suriye Ordusu bugünlerde çok zayıflamış bir güç. Yani
Türkiye’nin destek vermesi için özellikle cihatçıları belirlemiş olması
gerekmiyor. Ben, silahlı muhalefet içindeki en etkili unsurları belirleyerek
desteklediklerini düşünüyorum” yanıtını verdi.
Suriye’nin
Rojava olarak bilinen ve Kürtler’in yoğun olarak yaşadığı alanlarda başta PYD’ye (Demokratik
Birlik Partisi) bağlı YPG (Halk Savunma Güçleri) olmak üzere Kürt gruplarla en
fazla çatışan grupların da bu cihatçı gruplar olduğu görülüyor.
Türkiye’nin
cihatçı gruplarla destek iddiasında Türkiye’nin PYD’ye karşı politikasının
etkili olup olmadığıyla ilgili soruya ise Cockburn “Çok muhtemel bir destek
nedeni var” yanıtını verdi.
ABD’li
gazeteci Seymour Hersh geçtiğimiz günlerde, Cockburn’ün de yazarlarından olduğu
London Review of Books dergisindeki makalesinde geçen yıl Suriye’nin Guta
bölgesinde gerçekleştirilen kimyasal saldırının Türk yetkililerin desteğiyle
Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildiği iddiasıyla ilgili olarak da
“(İddianın gerçek olup olmadığını) bilmiyorum ama bu bana olası gelmiyor.
Şam’daki durumu biliyorum ve Nusra Cephesi’nin, sarin gazı ihtiva eden roketler
fırlatarak Amerika’yı askeri operasyon için tahrik etmeyi istediği farz edilse
bile alanda bu örgütün bunu yapabilecek bir yapılanmaya ve uzmanlığa sahip
olması bana çok olası gözükmüyor. Ayrıca, Türk istihbaratının bunu yapmayı
istediği farz edilse bile bunu yapması ve bu durumdan kimsenin haberdar
olmaması da olası gözükmüyor. Biliyorsunuz, son aylarda üst düzey hükümet
yetkililerinin birçok telefon görüşmesi ve toplantılarının gizlice izlendiğini
gördük. Dolayısıyla böyle bir şeye cesaret etmeleri ve kimsenin bundan haberdar
olmaması bana olası gözükmüyor. Bu çok büyük bir risk olurdu ve ortaya çıkması
çok muhtemel olurdu” ifadelerini kullandı.
Söz konusu
kimyasal saldırının Suriyeli yönetimine bağlı güçler tarafından yapıldığının
daha muhtemel olduğunu belirten Cockburn, “Sarin gazının Suriye askeri güçleri
tarafından muhalefete karşı kullanıldığının çok daha muhtemel olduğu
görüşündeyim. Sarin gazına sahip olduklarını biliyoruz. Muhalefete karşı her
türlü yöntemi kullandıklarını da biliyoruz. Bununla ilgili yüzde yüzlük bir
kanıt yok ama bu bana çok daha olası gözüküyor” diye konuştu.
Suriye’deki
savaşın gidişatıyla ilgili konuşmanın
zor olduğunu ancak mevcut durumda Esad yönetiminin biraz daha güçlendiğini
söyleyen Cockburn şöyle devam etti:
“Suriye
yönetimi savaşı kaybetmiyor ve biraz daha güçleniyor. Ancak kesin olarak
düşmanlarını yendiğine dair bir işaret yok. Şam’da, Kalamun dağlarında,
Humus’ta, Tartus yolunda yeniyor olabilir ama diğer yandan muhalefet Lazkiye’de
ve Halep’in doğusunda saldırıyor. Yani hala silahları, güçleri ve yabancı
müttefikleri var. Suriye yönetiminin kesin zafere ulaşacağına inanmıyorum.
Ülkenin günden güne harap olduğunu ve bu durumun komşularını da etkileyeceğini
düşünüyorum. Irak’ı şimdiden istikrarsızlaştırdı. Lübnan’ı istikrarsızlaştırıyor.
Türkiye’ye de zarar vereceğini düşünüyorum. Türkiye’nin ‘radikal İslamcı
gruplara verdiği destek’ ileride kendisi için büyük sorunlara neden olacak. Son
üç yıl içinde bölgede radikal İslamcıların gücünü artırdığını görüyoruz.
Türkiye’nin Suriye sınırını kontrol etmeyerek büyük bir hata yaptığını
düşünüyorum. Radikal İslamcıları bir kez durdurmadığınızda bundan geri dönüş
çok zor olur”.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın 1915 olaylarına ilişkin yayınladığı mesaj bugün dünya
basınında yankı buldu.
Yorumlar
Yorum Gönder