Türkiye Gençlik Hareketi 2 Devrimci Gençlik Hareketi: 1974-1980

Devrimci Gençlik Hareketi: 1974-1980

12 mart döneminde  gençliğe acımasızca saldırıldı. Gençlik örgütleri kapatıldı, çok sayıda üyesi ve yöneticisi tutuklanıp, yargılandı. 1968-70 dönemi devrimci gençlik önderlerinin büyük çoğunluğu ya katledildi, ya da ağır hapis cezalarıyla zindanlara dolduruldu.

Fakat çok geçmeden, bütün bu çabaların gençlik içinde atılmış mücadele tohumlarının yeşermesini engelleyemediği açıklıkla görüldü. 12 Mart darbe döneminde uygulanan yoğun baskı ve teröre, sindirme çabalarına rağmen, 1970'li yılların başlarında öğrencilere militan bir mücadele havası hakimdi. İdam edilen Deniz Gezmiş, Kızıldere'de katledilen Mahir Çayan ve arkadaşları ve ağır bir işkenceyle öldürülen İbrahim Kaypakkaya gençlikte korkunun değil, tam tersine direnişin ve mücadelenin tohumlarına dönüştü.

1974'ten itibaren gerçek bir kitlesel kabarış yaşayan gençlik hareketi, üstelik bu kez daha en baştan gelişkin bir politik niteliğe sahipti. Yüksek öğrenim gençliği içinde başlayan kitlesel gençlik mücadeleleri, kısa sürede çok yaygın biçimde liseli gençliğe yayıldı. En ücra kasabalarda bile devrimci gençlik çevreleri ve örgütlenmeleri ortaya çıktı. Bu dönemin gençlik hareketi, 1965-71 dönemi gençlik hareketinden çok daha yaygın ve kitleseldi. . Mücadele beraberinde İYÖKD, AYÖD vb kitlesel örgütlerini de çıkardı..

Ayrıca artık devrimci gençlik hareketi örneğin Kemalizm, ordu, Kürt ulusal sorunu vb. konularda daha ileri bir devrimci düşünce çizgisindeydi. Marksist bir eğilim taşıyan, sosyalist idealler peşinde olan devrimci gençlik hareketiydi artık sözkonusu olan  Gençlik hareketinin, tümü de kendini en tutarlı Marksist-Leninist örgütler olarak gören çeşitli akımları içtenlikle izlemesi ve bu akımlara yaygın bir taban oluşturması bundandı. 1974-1980 döneminin tüm merkezi gençlik örgütleri (DEV-GENÇ, YDGF, DEV-GÖR vb.), açık bir siyasal kimliğe sahiptiler

 

Bu avantajlarına karşın bir de 1960'lı yılların gençlik hareketine göre daha geri olarak nitelenebilecek özellikleri de vardı yeni dönem gençlik hareketinin.

Bir kez 1971'de  de üç örgütün şahsında ortaya çıkan devrimci demokrasi akımı, 1974 sonrasında irili ufaklı çok sayıda gruba bölündü. Örgütlenmeye en hazır kesim öğrenci gençlik olduğu için, bu grupların tümü bu kesime koşuştular. Bu nedenle gençlik hareketi kendi içinde abartılmış bir ideolojik bölünmüşlüğü yaşıyordu.

İkinci olarak 60'lı yılların orta sınıf kökenli aydınlarının 12 Mart'tan sonra büyük ölçüde sisteme entegre olması ve o yılların yetiştirdiği en parlak gençlik kadrolarının ya katledilmesi ya da uzun yıllar zindanlarda kalması, yeni dönem gençlik hareketini ideolojik-teorik açıdan güdük bırakıyor ve harekete derin bir dogmatik imanın hakim olmasına yol açıyordu. Bu açıdan bakıldığında, 1974-1980 döneminin devrimci gençlik önderlerinin, 1965-1971 döneminin gençlik önderlerinin gerisine düştüğü kolaylıkla belirtilebilir.

Üçüncü olarak; 1965-1971 döneminde doğan bir eğilim olan "gençlik partisi" yeni dönemde bir çeşit politikaya dönüştü. Bu işçi hareketini önceleyen bir siyasal çalışma ve örgütlenme perspektifinden ziyade gençliği temel siyasal ve örgütsel zemin olarak gören zaaflı bir sol anlayışın varlığını sürdürdüğüne de işaret eden bir durumdu. .

Ve son olarak ilk kez 1960'lı yılların sonunda sahneye sürülen  devlet destekli sivil faşist organizasyonlar 1974-1980 döneminde çok daha yaygın  ve planlı biçimde kullanılmaya başlandılar.  Sözkonusu olan artık daha sistemli, planlı, bilinçli ve devletle çok daha koordineli bir faşist terör hareketiydi. Bu anlamda hem geniş gençlik kitlelerini yıldırmak açısından son derece etkili oldu ve  hem de devrimci gençlik hareketinin politik mesaisini ve ufkunu sınırlayan/çarpıtan ciddi bir faktöre dönüştü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-