Ortadoğu uzmanı ve SAIS profesörü D.SERVER, Türkiye’ye petrol ve doğal gaz ihracatını arttırması durumunda Irak’ın Avrupa pazarlarına daha yakınlaşacağını ve Rusya’ya alternatif oluşturabileceğini söyledi.
Bir süre önce Irak’ın kuzeyinde incelemelerde bulunan
Ortadoğu uzmanı D.SERVER, Bağdat’ın ağırlıklı olarak Basra Körfezi üzerinden
yürüttüğü petrol ihracatını, Türkiye’ye kaydırmasının jeopolitik açıdan
yararlarına dikkati çekti. Serwer, bu konudaki bir makalesinde, Irak’ın hem
batıdan Ürdün üzerinden, hem de kuzeyden Türkiye üzerinden yapacağı petrol ve
doğal gaz ihracatının, Bağdat’ı Avrupa pazarlarına daha çok bağlayacağını ve
doğal olarak bölgede enerji kaynağı üreten bir ülke olarak Rusya’ya alternatif
olacağını kaydetti.
Amerikan kongresinin finansörlüğünü yaptığı Amerika’nın
Sesi’ne (VOANEWS) Serwer’in değerlendirmeleri şöyle:
VOA: Irak’ın petrol ve
doğal gaz kaynakları ve bunları dış pazarlara nakletme yollarını yeterli
bulmadığınızı söylüyorsunuz. Bunu açar mısınız?
D.SERWER: Ben Irak’ta hiç kimsenin günde 3 ya
da 3 buçuk milyon varil petrol üretimini yeterli bulduğunu sanmıyorum. Irak’ın
çok büyük rezervleri var. Enerjiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Hüseyin el
Şehristani’nin de bu durumdan memnun olduğunu sanmıyorum. Daha fazla üretip,
daha fazla ihraç etmek istiyorlar.
VOA: Irak petrolünün
büyük bölümünü Körfez üzerinden ihraç ediyor. Üretim arttığında başka ihraç
yolları açılması mümkün mü?
D.SERVER: Evet, zaten Irak’ın güneyindeki
ihraç kapasitesi neredeyse dolmuş durumda. Bu noktada Irak’ın hem kuzeyden hem
de batıdan ihraç yolları açması gerek. Batı yolu Ürdün üzerinden, Akabe
limanından. Iraklıların Ürdünlü yetkililerle bu konuyu görüştüklerini
biliyorum. Umarım görüşmeler sonuç verir. Suriye zaten şu sırada olanak dışı.
Diğer önemli olasılık ise Türkiye. Umuyorum ileride Türkiye’ye yalnızca Kürt
bölgesinden değil, Irak’ın güneyinden de petrol nakletmek mümkün olur. Ama
bunun için Irak’ın güneyiyle kuzeyi arasında bir petrol boru hattı inşası
gerekiyor. Böyle bir şey de Irak’ı daha çok Türkiye’ye, Akdeniz’e ve Batı’ya
bağlar, Körfez’e ve Doğu Asya’ya bağımlılığını azaltır.
VOA: Ankara’nın hem
Irak hem de Erbil ile birlikte petrol ticaretine girişmesi şu sırada zor
görünüyor. Eğer Türkiye ile Irak arasındaki siyasi sorunlar çözülürse, Kürt
Bölgesel Yönetimi’ni de içine alacak şekilde düzenli petrol ve doğal gaz
ticareti başlar mı?
D.SERVER: Umuyorum öyle olur. Buradaki ana
sorun, Erbil ve Bağdat arasında, petrol arama, üretim ve ihracat yetkileri
konusundaki anlaşmazlık. Şu anda bir anlaşmaya varmış değiller. Bu da Kürt
bölgesinin Türkiye’ye ihracat yapmasıyla sonuçlandı. Kürtler kendi
kontrollerindeki bir boru hattından Türkiye’ye petrol ihraç etmeyi yasaklayacak
bir kural olmadığını söylüyor. Bu sorunun çözülmesi gerek. Irak içindeki iç
sorunlar çözüldüğünde; petrol arama, üretim ve ihracata kimin karar vereceği
kesinleştiğinde Irak’tan Türkiye’ye büyük miktarlarda petrol ve doğal gaz
ihracatının başlaması mümkün. Bu Türkiye’nin gelişen ekonomisini besleyecek
enerjiyi sağlayacak ve Avrupa’ya ulaşacak en ideal güzergah.
VOA: Irak’ın enerji
konusunda Rusya’ya alternatif olabileceğini düşünüyorsunuz. Amerika’nın da
bölgede istikrar arayışları bu amacı mı taşıyor?
D.SERVER: Amerika’nın Erbil ve Bağdat arasında bir anlaşma için
arabuluculuk yaptığını düşünüyorum. Türkiye de bu çabada rol alabilir. Türkiye
Kürt bölgesinde önemli bir ekonomik güç ve aynı zamanda Irak’ın petrol ve doğal
gazı için önemli bir güzergah.
VOA: Bölgesel ticarette Türkiye’nin ağırlığı
nedir?
D.SERVER: Türkiye başta inşaat alanında olmak
üzere Iraklı Kürtler’le çok iş yapıyor. Başka yatırımları da var. Bölge on yıl
öncesine göre çok farklı durumda, ekonomik olarak çok canlı. Bu Türkiye
açısından olumlu bir gelişme, çünkü Ankara güney sınırında bir aciz devlet
değil, canlı ekonomiye sahip, gelişen bir devlet istiyor. Bu Kürt yönetimi için
geçerli. Irak için çok geçerli olduğunu söyleyemem. Ülkenin kendi siyasi ve
mezhepsel sorunları var, bu da gelişmesini aksatıyor. Ancak Ankara ve Erbil, şu
sıralarda son derece mutlu ilişkilere sahip. Türkiye’nin bu ilişkiden büyük
ekonomik çıkarları var, Kürtler’e yönelik siyasi karşıtlığı azaldı. Bu iki taraf
için de bir kazan-kazan durumu.
VOA: Öte yandan Ankara
ve Bağdat aralarındaki sorunları tam olarak çözebilmiş değil. Bunlardan biri de
Suriye. Ayrıca diğer sorunlar da var.
D.SERVER: Ankara ve Bağdat kendilerini Suriye
krizinde karşıt taraflarda buldu. Türkiye Suriye’deki devrimi destekliyor.
Bağdat da bu devrime karşı değil, ama Suriye’de ucu açık bir çözüm istemiyor.
Evet, Irak ve Türkiye Suriye konusunda anlaşamıyor, ama bir anlaşamadıkları
nokta da Kürtler’in Türkiye’ye petrol ihracatı. Bölgesel sorunlara yönelik
farklı perspektiflere sahipler. Ankara ve Bağdat arasında karşılıklı güçlü
anlayış geliştirme yolunda çok çaba harcandı. Bence bu önemli bir durum, çünkü
bu şekilde Irak petrolünü Türkiye’ye ihraç edebilir ve Türkiye’de bunun bir
kısmını kullanır, diğer kısmını Avrupa pazarlarına aktarır. Ancak Ankara-Bağdat
ilişkilerinin durumu, Ankara-Erbil ilişkilerinden daha zorlu görünüyor. On yıl
önce Türkiye’nin Kürtler’le ilişkilerini düşünemezdiniz bile. Ama diplomasi
böyle işliyor. Bazen bir sorunu çözüyorsunuz, kolay görünen bir sorunu ise
çözemiyorsunuz.
VOA: Türkiye’nin enerji
ve Irak’ın petrol bakanları geçen hafta Ankara’da bir araya geldi. Enerji
Bakanı Taner Yıldız, Türkiye’nin Irak’ta milyarlarca dolara varan petrol ve
doğal gaz projelerinden söz etti. İki ülke arasındaki siyasi sorunlara dikkati
çekmiştik. Buna rağmen ticari ilişkilerin geleceği ne olur? Örneğin, Türkiye ve
İsrail arasındaki siyasi ilişkiler de yıllardır iyi değil, ama ticari ilişkiler
yürüyor. Irak için de benzer bir şey söz konusu olabilir mi?
D.SERVER: Elbette. Türkiye sadece Kürt
bölgesinde değil, Irak’ın diğer bölgelerinde de ihalelere güçlü bir şekilde
katılıyor. Bu önemli bir şey. Ekonomik ilişkiler, her zaman siyasi ilişkilere
göre inip çıkmıyor. Siyasi ilişkilere şu anda en fazla bağımlı olan konu,
Irak’tan Türkiye’ye petrol ihracatı. Bazı projelerde sözleşme imzalansa bile
bunlar siyasi sorunların düzelmesine bağlı.
VOA: Amerika’nın bu
konudaki ağırlığını tekrar soracağım. Makalenizde Amerika’nın Irak
büyükelçisinin danışmanı Brett McGurk’ün Erbil ve Bağdat’ı yakınlaştırma
çabalarına dikkati çektiniz. Amerika Irak’tan askerlerini çektikten sonra ne
kadar ilgili bu konuyla?
D.SERVER: Brett McGurk bu konuda bölgede yoğun
çaba yürütüyor. Ayrıca Başkan Yardımcısı [Joe Biden] ve diğer yetkililer de bu
çabaların sonuç vermesi konusuyla yakından ilgili. Belki bu Amerika’nın en
birinci önceliği olmayabilir. Sonuçta, Ukrayna, Çin gibi bir dizi sorun mevcut.
Ama bu Amerikan başkanının girişimiyle çözülmek zorunda değil. Erbil ve Bağdat’ın
kendilerinin çözmesi gereken sorunlar var. Ben aralarındaki ana sorunun petrol
gelirinin paylaşımı, bunun yüzdesi olduğunu sanmıyorum. Zaman zaman Bağdat’ın,
Erbil’e ödeneği kestiği oluyor. Bu da Kürtler’i çok rahatsız ediyor. Asıl sorun
bu ödemelerin düzenli yapılıp yapılmayacağı; petrol aramaları, üretimi ve
ihracatı konusunda kimin yetki sahibi olacağı. Bunlar çözüm bekleyen sorunlar.
Aşağı yukarı herkes, Kürtler’in Irak nüfusuna oranla gelirden pay alacağı
konusunda görüş birliği içinde. Bu da yüzde 17. Bazıları Kürtler’in nüfusunun
yüzde 17’nin altında olduğunu iddia ediyor ama zaten asıl oran gelecek nüfus
sayımında belli olur. Bağdat kendi masraflarını bu yüzde 17’lik miktardan
düşüyor. Bu noktada sorunun ağırlığı petrol aramaları, üretimi ve ihracatı
konusunda kimin ne kadar yetki sahibi olacağı.
Yorumlar
Yorum Gönder