TÜRKİYE'DE GENÇLİK HAREKETLERİ -1-

  • TÜRKİYE'DE
  •  
  • DEVRİMCİ GENÇLİK HAREKETİ (1960-1970)
  •  
  • Genel olarak gençlik, özel olarak "öğrenci gençlik" bir sınıf değil ama toplumun çeşitli sınıflarını, eğilimlerini içinde barındıran bir toplumsal kategoridir. İşçi gençlikten, köylü gençlikten vb. farklı olarak, öğrenci gençlik henüz maddi üretim sürecinin dışındadır ve onu "yarı-aydın" olarak nitelememize neden olan "öğrenim" işiyle uğraşmaktadır. Demek ki öğrenci gençliği karakterize eden unsurlar, henüz nispeten pasif olarak olsa toplumun "entelektüel üretim sürecinde" yer alması, yaşından gelen atılganlık ve ailesinin ona kazandırdığı sınıfsal tanış kültürüdür.Henüz toplumsal üretim sürecinin dışında yer alan gençlik, toplumda kendine ait olmasını istediği özgür, ve güzel bir gelecek arar. Bu arayış onu mevcut düzenle karşı karşıya getirir. Eğitim alt sınıflara yayıldığı ölçüde, toplumun ezilen sınıflarının çocukları düşünsel araçlara ulaşma imkanına sahip olurlar, bu onlara toplumu daha bilimsel ve eleştirel gözle inceleme imkanı sağlar.
  •  
  • İşte öğrenci gençliği devrimci-radikal tutuma yakınlaştıran da bu gerçektir, öyle ki, gençliğin aradığı gelecek güzel bir gelecektir; bugün ise çok sorunludur ve öyleyse bu güzel geleceğin oluşması için fazla süresi de olmayan gençlik kendini kolaylıkla radikal arayış ve çözümlerin içinde bulur.  Öğrenci gençliğin kendisi de yari-aydın özelliği nedeniyle bu arayışta  programa tik olarak kendisine seçenek sunan akımlardan haberdar olur ve destekçisi konumuna geçer.  
  •  
  • Öğrenci gençliğin bir devrimci güç olarak tanımlanması sahip olduğu bu özelliklerle doğrudan ilgilidir. Bu nedenle devrimci radikal güçlerde , atılganlığı, cesareti ve fedakarlığıyla devrimci mücadelede aktif rol oynayan toplumun bu kesimini kazanma sorununa özel bir önem verir.
  •  
  • Ne var ki egemen iktidarlar da kendi düzeninin bekası açısından gençliğin taşıdığı potansiyel tehdidin farkındadır ve kuşkusuz düzen dışı radikal akımların gençliği yedeklemesini önlemek için çeşitli politikalar ve araçlar geliştirmeye çalışır. Gençliğin özgürlük, eşitlik vb. arayışı nedeniyle burjuvazinin gençliği tamamen' kazanabilmesi imkansızdır; bu nedenle gençliğin bu arayışları çarpıtılmaya çalışılır. Tıpkı 1930'larda faşizmin ve bugünün Türkiye’sinde islamın devreye sokulması örneklerinde görüldüğü gibi. Kapitalist düzen, uyguladığı sürekli baskının yanı sıra, yaydığı bireycilik, kadercilik, uyuşturucu, cinsel sapkınlık vb. araçlarla da gençliği denetlemeye çalışır.
  •  
  • Türkiye'deki toplumsal mücadele tarihi öğrenci gençliğin sahip olduğu toplumsal duyarlılığın ve mücadeledeki atılganlığın sayısız örnekleriyle doludur.
  •  
  • Jön-Türk hareketi ve Kemalist burjuva devriminde gençlik önemli roller üstlenmiş, 1950'li yıllarda ise DP'ye karşı gelişen toplumsal muhalefet hareketinde, 28-29 nisan eylemleri vb. ile etkin bir yere sahip olmuştur.
  •  
  • Fakat 1960'lı yılların ortalarına dek gelişen gençlik hareketi burjuva ideolojisinin, somutta Kemalizm'in önemli ölçüde etkisi altında kalmıştır.
  •  
  • Türkiye'de gençlik hareketinin pek çok ülkeye göre özgün ve önemli bir yeri ve rolü olmuştur. Cumhuriyet tarihinde ilk ciddi gençlik hareketinin ortaya çıkışının üzerinden geçen 50  yılı aşkın bir süre geçti. Bu uzun sürenin ardından geçmiş deney ve derslerin ışığında gençlik hareketi konusunu tartışmak gerekir.
  •  
  •  
  •  
  • 1965-1971 dönemi: bazı sonuçlar
  •  
  • 1960'ların ikinci yarısında Türkiye, ilk kez çok yaygın gençlik hareketlerine tanık oldu.
  •  
  • 1960'ların ikinci yarısında yaşanan öğrenci hareketleri, resmi ideolojiden ve düzenden belirgin bir kopuşu ifade eder; hem çok yaygın hem de muhtevası devrimci bir hareketliliktir sözkonusu olan. Gençlik hareketi tarihinde gerçek bir dönüm noktasıdır bu yıllar.
  •  
  • Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) çatısı altında örgütlenen öğrenci hareketi, 1968 yılı içinde ve sonrasında yaygın üniversite boykotları ve işgal hareketleri ile ülke gündeminin baş sırasında yer işgal etmeye başladı. Gençlik hareketi en başlarda akademik- demokratik talepler için harekete geçti ama hızla bir politikleşme yaşadı. Akademik taleplerle başlayan hareket,  1969-1970 yıllarında artık  yaygın anti-emperyalist kitlesel gösteriler haline gelmişti. 
  •  
  • Başlangıçta üç büyük kentle ve bu kentlerdeki üniversitelerle sınırlı olan hareket kitlesel yaygınlığının yanı sıra hem coğrafi yaygınlık kazanarak bir çok Anadolu kentine sirayet etti; hem de üniversitelerden liselere ve ardından da işçi-köylü ve işsiz gençlik içine de yayıldı. Bu değişimin bir ifadesi olarak  FKF, Dev-Genç'e dönüştü. Dev-Genç, gericilerin ve reformistlerin elindeki gençlik örgütleri MTTB, TMTF'yi  hızla etkisizleştirdi ve dönemin tek kitlesel politik gençlik örgütü oldu.
  •  
  • Daha 1965-1971 döneminden Kozlu'ya destekle başlayan gelenek 15-16 haziran işçi direnişine aktif ve militan katılımla doruğuna vardı. Bu yıllar boyunca, gerçekleşen birçok işçi direnişine, toprak işgaline, küçük-üretici direnişlerine Dev-Genç'liler aktif olarak katıldılar, desteklediler.
  •  
  • TİP, 1968'den itibaren hızla gelişen, kitleselleşen ve militanlaşan gençlik hareketini kucaklamak bir yana bir darbe endişesi ile dizginlemeye bile çalıştı. Ayrıca DİSK'te örgütlü olan ve bu anlamda TİP'in örgütsel kontrolünde bulunan işçi hareketi ile gençlik hareketinin yan yana gelmemesi için özel gayret gösterdiler. DEV-GENÇ'liler bir anlamda TİP'e rağmen ve TİP'i aşarak işçi eylemlerine destek verdiler. Bu koşullarda gençlik hareketi TİP'den hızla uzaklaştı ama belirli bir süreliğine de olsa MDD çizgisinin egemenliğine girdi. Fakat MDD'cilerin de gençlik hareketini bir darbe beklentisini beslediği ölçüde destekleyen ama bu beklentiyle ters düştüğü yerde de dizginleyen bir tutum içinde olması, belirli bir süre sonra gençlik hareketi ile MDD arasında da bir çatışma ve kopuşmayı kaçınılmaz kıldı.
  •  
  • DEV GENÇ böylece giderek sosyalist hareketin o günlerdeki iki ana eğilimi olan TİP ve MDD ile çeşitli düzeyde çatışarak; genel bir devrimci mücadelenin gençlik içindeki uzantısı olmaktan çıkmaya ve  bizzat devrime önderlik misyonunu kendine biçen bir gençlik örgütü olmak gibi -biraz da zorunlu- bir açmazın içine sürüklenmeye  başladı. DEV GENÇ önce TİP ve ardından MDD ile yaşadığı bu çatışma ve kopuş sürecinde bir dizi noktada ileri adımlar atılmasına vesile olmasına  karşın; deneyimsizliğin ve yeteri ölçüde birikime sahip olamamanın ciddi sıkıntıları ile yüz yüze kaldı. Tüm bu faktörler DEV-GENÇ'İ aşan nedenlerden dolayı, içten içe de yanlış bir eğilimi, siyasal parti gereksinimini DEV-GENÇ ile, işçi önderliği gereksinimini de "işçi sınıfının ideolojik önderi" olarak görülmeye başlanan gençlik önderliği ile ikame etme eğilimini besledi. Nitekim, 1969 Ekimi'nde yapılan 4. Kurultay'da DEV-GENÇ tüzüğü adeta bir devrimci parti tüzüğünü andırır biçimde değiştirildi. DEV-GENÇ'in, dönemin en canlı ideolojik fikir tartışmalarına ve en sert siyasal çekişmelerine sahne olması da, yine bu bir tür "siyasal parti" olma özelliğinden kaynaklanıyordu. Bazı cunta-cı-reformist akımların yanı sıra, THKP-C ve THKO gibi devrimci siyasal örgütlerin DEV-GENÇ içi ayrışmalardan çıkması, bu anlamda son derece manidardır.
  •  
  • 1965-1971 döneminin özgün tarihsel siyasal koşullarının ürünü bu gençlik partisi eğilimi, sonraki döneme, 1970 sonrasına da, güçlü bir miras olarak kaldı.
  •  
  • Son olarak 1965-1971 döneminde gençlik üzerinde ideolojik denetimini kaybeden ve onun devrimci siyasal eylemini durduramayan siyasi iktidarın ilk kez bu dönemde sivil faşist organizasyonlar aracılığıyla planlı olarak devrimci gençliğe saldırmaya başladığını vurgulamak gerekli. Bu sistemli saldırıların, 1974-80 dönemindeki kadar olmasa bile, devrimci gençlik hareketine önemli zararları oldu. Terör çetelerine karşı meşru savunma çabaları, mücadelenin yönelimini saptırıcı, hedeflerini daraltıcı bir rol oynadı. Zamanla devrimci gençliğin ileri kesimi ile taban kitlesi ilişkilerinin zayıflamasına yol açtı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-