HENRI BARKEY: “ANKARA DARBE, ABD YOLSUZLUK DOSYASI DİYOR”

 

Lehigh Üniversitesi öğretim üyesi Türkiye uzmanı Henri Barkey, AK Parti’nin darbe olarak tanımladığı operasyonun arkasındaki güç olarak Gülen Cemaati’ni göstermesine ABD hükümetinin katılmadığını kaydetti. Barkey ayrıca, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinin de darbe kelimesini kullanmadığını ve  bunun yerine olanları yolsuzluk dosyası tabirini kullandığını kaydetti.

İngiliz yayın kuruluşu BBC, “ABD’li yetkililer,  kamuoyu önünde Türkiye’deki gelişmelerle ilgili söz söylemekten kaçınıyor ama uyarılarını net bir şekilde kapı ardındaki görüşmelerde Türk muhataplara iletiyorlar” dediği haberinde,  Lehigh Üniversitesi öğretim üyesi Türkiye uzmanı Henri Barkey, AKP’nin darbe olarak tanımladığı operasyonun arkasındaki güç olarak Gülen Cemaati’ni göstermesine ABD  hükümetinin katılmadığını söylüyor” diye kaydetti.

Henri Barkey’in ABD hükümet çevreleriyle yakın ilişkiler içinde olduğuna dikkat çeken İngiliz yayın kuruluşu, Barkey’in ABD hükümetinin hiçbir şekilde darbe söylemine inanmadığını  ifade ettiğini söylediğine yer verdi. 

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinin de darbe kelimesini kullanmadığını ve  bunun yerine olanları yolsuzluk dosyası olarak tanımladığını belirten BBC, Barkey’in Gülen Hareketinin Türkiye’deki etkisi kabul edilse de, Amerikalıların, 12 yıldır mecliste çoğunluğa sahip olan bir iktidarın, şimdi kötü giden hemen her şeyin Gülen’e bağlanmasına şaşırdığını söylediğine de dikkat çekti.

Geçtiğimiz hafta Washington’un ileri gelen düşünce kuruluşlarının birinde Türkiye ile ilgili kapalı bir toplantı gerçekleştiğini, toplantıya katılan ABD’li yetkililerin, kamuoyu önünde Türkiye’deki gelişmelerle ilgili söz söylemekten kaçındıklarını, ama uyarıların net bir şekilde kapı ardındaki görüşmelerde Türk muhataplara iletildiğini söylediklerini bildiren BBC haberine şöyle devam etti:

“ABD’den bakınca Türkiye dışında ve ABD özelinde, AKP hükümetinin Cemaat yapılanmasına zarar verebilmesi kolay görünmüyor. Buna karşın hareketin özellikle 17 Aralık’tan itibaren yurtiçinde olduğu kadar uluslararası arenada da dini ve sosyal bir hareketten ziyade siyasi bir iktidarı yerinden etmeye çabalayan bir Hareket gibi görülmeye başlanmasının, harekete imaj açısından ciddi zarar verdiği algısı hakim. Bu algının, siyaset üstü olduğunu ispat için on yıllar boyu gayret vermiş bir hareketin otoriter  rejimlerin hüküm sürdüğü Orta Asya Cumhuriyetleri gibi ülkelerde olduğu kadar demokrasi hassasiyeti olan Batı ülkelerinde de öngörülemeyen bir dizi sorunla baş başa bırakması bekleniyor”.