CUMHURBAŞKANI GÜL İTALYAN BASININDA: “KONJOKTÜREL BİR SORUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
İtalya’nın önde gelen gazetelerinden Corriere della Sera ve
Il Sole 24 Ore’ye iki ayrı mülakat veren Cumhurbaşkanı Gül, dış politikadan
ekonomiye ve iç politikaya kadar gündemdeki konuları değerlendirdi. Türkiye’nin
son 10 yıldaki ekonomik büyümesine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, devlet
aygıtı içerisinde hukuk ile tam uyum olması ve bunun ihlal edilmemesi
gerektiğini vurgulayarak, “10 yıl sonra, elde edilen başarıları gölgelememesi
gereken konjonktürel bir fenomen ile karşı karşıyayız” dedi.
AB Haber’in aktarımına göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
İtalya’nın önde gelen gazetelerinden Corriere della Sera ve Il Sole 24 Ore
gazetelerine iki ayrı mülakat vererek İtalya’ya yapacağı ziyaret öncesi merak
edilen konulardaki soruları cevapladı.
İtalya’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Corriere della Sera’da
Antonio Ferrari imzalı “Gül, Ankara, komploların gölgesinde” ve “Olumsuz
zamanlar, parıldayacağız” başlıklarıyla yayımlanan röportajda Cumhurbaşkanı
Gül, Gezi Parkı olaylarından cezaevindeki tutuklu gazeteci sayısı,
Olimpiyatların İstanbul’a verilmemesine kadar pek çok konuda sorulara cevap
verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, “2013’te Türkiye’nin başarısına gölge
düşüren ve ülkemizi seven herkesi üzen olumsuz olaylar yaşadık. 2014 yılında
yeniden parlamak için mümkün olan her şey yapılacaktır” dedi.
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’de dile getirdiği
komplo ve Türkiye’de bir paralel devletin olduğu” sözlerine katılıp katılmadığı
sorulan Cumhurbaşkanı Gül, “Bürokrasi içinde kimileri var, devlete hizmet etme
zorunluluğuna karşın ayrı bir dayanışma ortaya koyuyorlar” cevabını verdi. Bu
cevabıyla Fethullah Gülen’i mi kastettiği sorulan Cumhurbaşkanı Gül,
“Kişilerden, fikirlerden, dinî duygulardan ya da etnisiteden bahsetmiyorum.
Devlet aygıtı içerisinde hukuk ile tam uyum olmalıdır. Bunun ihlali durumunda
müdahale etmek doğrudur” dedi.
Gazeteci Ferrari’nin “ABD’ye gittiğinizde Gülen ile bir araya
geldiniz mi?” sorusunu cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, “Hayır, ancak bu konu
hakkında konuşmak istemiyorum” dedi. Fethullah Gülen’in kendisine mektup yazıp
yazmadığı konusunda ise Cumhurbaşkanı Gül, “Evet yazdı; her Türk vatandaşının bana
mektup yazmaya hakkı vardır” dedi.
Gazeteci Ferrari, bu soruları sorma nedeninin son dönemdeki
kaygı verici olarak nitelendirdiği gelişmelerin yaşanmasından kaynaklandığını
ve bunun da gazetecilerin suçu olmadığını belirtmesi üzerine Cumhurbaşkanı Gül,
“Evet, doğru. Türkiye’ye zarar veren şeylerin varlığını çok iyi biliyorum”
yorumunu yaptı.
Türkiye’nin dış politikada “sıfır sorun” anlayışından
uzaklaştığı; Suriye, Mısır, İsrail ve belki de İran ve Irak ile sorunları
olduğu iddiaları sorulan ancak öncelikle Suriye’yi cevaplandırması talep edilen
Cumhurbaşkanı Gül, “Durum, Dışişleri Bakanlığım dönemindekine göre bir hayli
değişti. O zaman rejimi çok iyi tanıyorduk ama başarılı bir örnek olmak için
kuvvetli olmaya, bölgenin istikrarı ve refahı için rejimle iş birliği yapmaya
çalışıyorduk. Arap Baharı geldiğinde Suriye’de de kocaman bir demokrasi sorusu
ortaya çıktı. Rejim, silahlarla muhalefete müdahale etti” şeklinde konuştu.
Suriye’de artık El Kaide’ye yakın aşırı grupların hâkim
olduğu hatırlatılan Cumhurbaşkanı Gül, bu konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu
durumdan dolayı sınır bölgelerinde biz de risk altındayız. Orada acımasızca
korkunç suçların ortaya çıktığını gördüğümüzde irade ortaktı. ABD, Fransa,
Almanya, İtalya, hepsi bizim değerlendirmelerimiz konusunda hemfikirdi. Sonra
müttefiklerimizin pozisyonunun retorikten ibaret kaldığını gördük. Artık bir
ağırlığı kalmamıştı. Bu noktada biz pozisyonumuzu yeniden ölçüp biçmek
zorundayız.”
Gazeteci Ferrari’nin “Beşşar Esad mi radikal, rakipleri mi
daha iyi?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül, “Bu yaklaşımı utanç verici
buluyorum. Radikallerin önü kesilerek, muhalefetin güçlü bir destekle galip
gelebileceğini biliyorduk. Bana öyle geliyor ki muhalefete verilen destek,
diğerlerinin Esad’a verdiği sağlam desteğe göre daha zayıf kaldı. Şimdi zarar,
gerçekten çok ağır” dedi.
El Kaide’nin olası terör saldırıları konusunda da İçişleri
Bakanlığı’nın uyarıda bulunduğu anımsatılan Cumhurbaşkanı Gül, “2000 yılından
bu yana New York, Londra, Madrid ve İstanbul’da saldırılar oldu. Bizim
endişelerimiz güney sınırımızın da ötesini kapsamak zorunda” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, Mısır ile ilgili bir soruya,
“İlişkilerimiz düşük seviyede de olsa sürüyor. Mısır gibi büyük bir ülkenin bu
acı verici deneyimi yaşamak zorunda kalması bizi endişelendiriyor ve bize acı
veriyor” karşılığını verdi.
CUMHURBAŞKANI GÜL’ÜN IL
SOLE 24 ORE GAZETESİNE DEMECİ
Cumhurbaşkanı Gül’ün İtalya’nın özellikle ekonomi alanında
öne çıkan Il Sole 24 Ore gazetesinden Alberto Negri’ye verdiği röportaj da
“Türkiye’nin reforma ihtiyacı var” başlığıyla çıktı.
AB Haber’e göre, Il Sole 24 gazetesine daha önce ilk
röportajını o dönem mensubu olduğu partisi Refah Partisi’nin yasaklandığı 17
Ocak 1998’de verdiği hatırlatılan Cumhurbaşkanı Gül, “O dönem partinin ayakta
olan tek lideriydim. Benden başka konuşacak kimse yoktu” dedi.
Cumhurbaşkanlığı konusunda, “30 Mart’ta AK Parti için test
sayılabilecek yerel seçimlerin ışığında Rusya’da Medvedev ve Putin’in yaptığı
gibi Erdoğan’a yerini bırakıp bırakmayacağı” sorusu yöneltilen Cumhurbaşkanı
Gül, “Bana Türkiye içerisinde çok merak edilen bir soruyu sordunuz. Bunun için
zaman var. Zamanı gelince değerlendiririz” cevabını verdi.
1998’de ordunun siyasal İslam’ı oyun dışına ittiği yorumuna
karşılık Cumhurbaşkanı Gül, hareketin bu adım sonrasında bitmediğini belirtti.
Son 10 yılda Türkiye’deki ekonomik büyümeye vurgu yapan gazete, Cumhurbaşkanı
Gül’ün, “Biz 10 yıl sonra elde edilen başarıları gölgelememesi gereken
konjonktürel bir fenomen ile karşı karşıyayız” sözlerini aktardı. Cumhurbaşkanı
Gül, “Türkiye, 2013 yılında da Avrupa’da en hızlı büyüyen ülke olmuştur” dedi.
Son yaşanan gelişmeler ışığında “AK Parti hükümetinin
sağlığını, kurucularından biri olarak nasıl gördüğü” sorulan Cumhurbaşkanı Gül,
şu cevabı verdi: “AK Parti, demokratik ve muhafazakâr bir parti olarak dinî
değerlere katkısı olmuştur. Bazı üyeleri yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya
kalmıştır. Yasallık içinde her şey yapılır ve mahkemeler bağımsız şekilde karar
alır. Önemli olan budur. Yolsuzluğun her türlü hali kabul edilemez. Şunu da
ekliyorum; demokrasilerde her zaman aynı partiler desteklenmez, fikriniz
değişebilir. Devletin her kademesinde de olması gerektiği gibi olmayanlar
vardır ama bunların hiçbiri bizim istikrarımıza zarar vermez. Türkiye’de siyasi
açıdan hiçbir risk yoktur”.
TBMM’de tartışmalara yol açan HSYK düzenlemesi ve buna CHP
ile TÜSİAD’ın eleştirileri anımsatılan Cumhurbaşkanı Gül, “Bana bu soruyu
sormanız yerinde. AB’ye tam üye olmak için müzakere sürecine başladık.
Amacımız, AB’ye tam üye olmak. Yürütme, yasama, yargı ayrı olmalı. Yasanın
taslağına dair parlamentoda meşru itirazlar oldu ama inanıyorum ki taslak son
halini aldığında tüm kriterleri demokratik olacaktır” dedi.
Fethullah Gülen’den mektup alıp almadığı sorulan Cumhurbaşkanı
Gül, “Kendisiyle doğrudan bir bağlantım yok ama böyle bir mektup var. İsteyen
vatandaş Cumhurbaşkanı’na mektup yazabilir” derken, Fethullah Gülen’in
hükümetle aralarında açık kalan konuları barışçıl bir şekilde sonuçlandırmak
isteğini mektupta belirttiğini dile getirdi.
Türkiye’nin dış politikada son dönemde eleştirildiği
belirtilen ve Suriye başta olmak üzere komşularıyla yaşadığı sorunları sorulan
Cumhurbaşkanı Gül, 6. Büyükelçiler Konferansı’nda Suriye sınırındaki radikal
akımlara yönelik uyarılarda bulunduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Burada,
El Kaide’nin aralarında olduğu saldırıya yönelik bazı tehditler gelebilir. Buna
yönelik önlemler alıyoruz. Suriye için çok şey söylendi ama azı yapıldı. 700
bin göçmeni ağırlıyoruz. Türk devleti bunun maliyetini kendisi karşılıyor.
Bizim Avrupalı ve Amerikalı müttefiklerimiz de hata yaptı. Sözde, Suriye
muhalefetini ve Mısır’daki demokratik tercihi desteklediler. Ama gerçekte bu
sadece lafta kaldı. Radikal grup gibi algılanmalarından ötürü birçok grup hayal
kırıklığına uğradı. Görüyorsunuz Suriye’de rejime ne kadar para yardımı
yapıldığını”.
“Avrupa’ya girişiniz halen gerçekçi mi?” şeklindeki soruya da
Cumhurbaşkanı Gül, “Bizim ekonomik başarımız şu; gaz ya da petrolümüz olmadan
dünyanın 16. büyük ekonomisiyiz. Avrupa’nın demokratik hedeflerinin
uygulanması, birliğin yasal prensipleri olmak üzere bunların hepsi halk için
bir kalkan ve rehberdir” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile İtalya’nın tarihî ilişkilere
sahip, uzun yıllara dayanan iki dost ülke olduğunu, iki ülkenin gerek NATO
gerekse uluslararası askerî misyonlarda beraber görev yaptığını ve yıllık
ticaret hacminin 20 milyar doları bulunduğunu, İtalyanların Türkiye’de 6 milyar
dolarlık yatırım yaptığını anımsatarak ilişkilerin boyutuna dikkati çekti.
Yorumlar
Yorum Gönder